-
1 bölmek
1. اجتزأ [اِجْتَزَأَ]2. جزأ [جَزَأَ]3. جزأ [جَزَّأَ]4. ذر [ذَرَّ]5. رش [رَشَّ]6. فصل [فَصَلَ]7. قسط [قَسَّطَ]8. قسم [قَسَّمَ]9. قسم [قَسَمَ]10. قطع [قَطَّعَ]11. مذر [مَذَّرَ]12. وزع [وَزَّعَ] -
2 قسم
Iقَسَّمَ1. kırpmakAnlamı: parçalara ayırmak2. kesmekAnlamı: bıçak, makas gibi bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak3. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek4. dağılmakAnlamı: değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek5. bölmekIIقَسَمantقَسَمَ1. paylaştırmakAnlamı: herkese hakkını vermek2. kesmekAnlamı: bıçak, makas gibi bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak3. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek4. dağılmakAnlamı: değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek5. bölmekIVقَسْم1. hakAnlamı: bir pay2. seksiyonAnlamı: bölüm3. hisseAnlamı: pay, nasip4. payAnlamı: birden fazla5. nasipAnlamı: birinin payına düşen şey6. birtakımAnlamı: belirsiz olarak çokluğu anlatır7. bölüm8. cüzVقِسْم1. limeAnlamı: parça, parçalara ayrılmış, yırtık2. iş koluAnlamı: çalışma dallarından her biri3. kısım4. hizipAnlamı: bölük, kısım, klik, parti5. müdüriyetAnlamı: müdürlük6. kırıntıAnlamı: bir şeyden ayrılan küçük parça7. aksamAnlamı: kısımlar8. bölüntüAnlamı: bölünmüş parça9. hane10. nahiyeAnlamı: bölge11. bölüm12. cüz -
3 جزأ
Iجَزَأَ1. parçalamakAnlamı: parçalara ayırmak2. paralamakAnlamı: parçalamak3. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek4. bölmekIIجَزَّأَ1. parçalamakAnlamı: parçalara ayırmak2. paralamakAnlamı: parçalamak3. ufalamak4. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek5. bölmek -
4 فصل
Iفَصَّلَ1. açımlamakAnlamı: şerh etmek, açıklamak2. tarif3. belirtmekAnlamı: açıklamakIIفَصَلَ1. açmakAnlamı: birbirini ayırmak2. koparmakAnlamı: kopmasını sağlamak3. katetmekAnlamı: kesmek, bölmek4. ayırmak5. bölmek6. dağıtmakAnlamı: toplu durumda bulunan kimse veya şeyleri birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmakفَصْل1. azilAnlamı: görevden alma2. kesmeAnlamı: kesmek işi3. kesimAnlamı: kesme işi4. defAnlamı: savma -
5 مذر
مَذَّرَ1. saçmakAnlamı: bir şeyi ortalığa dağıtmak2. ayırmak3. dökmekAnlamı: serpmek, saçmak4. dağıtmakAnlamı: toplu durumda bulunan kimse veya şeyleri birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak5. bölmek -
6 قطع
Iقَطَّعَ1. kıymak2. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek3. bölmekIIقَطَعَ1. geçmekAnlamı: bir yerden başka bir yere gitmek2. kesmekAnlamı: bıçak, makas gibi bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak3. katetmekAnlamı: kesmek, bölmek4. yontmakAnlamı: bir şeyi keskin bir şeyle kesmek5. durdurmakAnlamı: durmasını sağlamakقَطْع1. geçişAnlamı: herhangi bir durumdaki değişme, intikal2. fasonAnlamı: kesim3. mutlakaAnlamı: kaçınılmaz bir biçimde4. yontmaAnlamı: yontmak işi5. kesmeAnlamı: kesmek işi6. iptalAnlamı: kullanıştan kaldırma, bozma, silme7. kesimAnlamı: kesme işi -
7 قسط
Iقَسَّطَ1. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek2. dağılmakAnlamı: değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek3. bölmekIIقَسَط1. sayrılıkAnlamı: hastalık2. malullükAnlamı: sakatlık, hastalık3. maluliyetAnlamı: sakatlık, hastalık4. marazAnlamı: hastalık, illet5. afetAnlamı: doğanın sebep olduğu yıkım6. dertAnlamı: hastalık, ağrıقِسْط1. bazıAnlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit2. hakAnlamı: bir pay3. hakkaniyetAnlamı: hak ve adelete uygunluk4. hisseAnlamı: pay, nasip5. garantiAnlamı: güvence, inanca, teminat6. kemiyetAnlamı: nicelik7. türeAnlamı: adalet8. nicelikAnlamı: kemiyet, miktar9. nasipAnlamı: birinin payına düşen şey10. payAnlamı: birden fazla11. birtakımAnlamı: belirsiz olarak çokluğu anlatır12. adaletAnlamı: hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk13. bölüm14. cüz -
8 رش
Iرَشّ1. saçma2. serpelemekAnlamı: seyrek damlalar durumunda yağmak3. püskürtmeAnlamı: püskürtmek işi4. serpmekAnlamı: dağılacak biçimde dökmek, saçmak5. ayırmakIIرَشَّ1. serpiştirmekAnlamı: gelişigüzel serpmek2. serpelemekAnlamı: seyrek damlalar durumunda yağmak3. serpmekAnlamı: dağılacak biçimde dökmek, saçmak4. bölmek -
9 وزع
Iوَزَّعَ1. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek2. dağılmakAnlamı: değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek3. bölmekIIوَزَعَyasaklamakAnlamı: bir şeyin yapılmamasını istemek -
10 اجتزأ
اِجْتَزَأَ1. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek2. bölmek -
11 ذر
Iذَرّ1. serpelemekAnlamı: seyrek damlalar durumunda yağmak2. serpmekAnlamı: dağılacak biçimde dökmek, saçmakIIذَرَّ1. serpelemekAnlamı: seyrek damlalar durumunda yağmak2. serpmekAnlamı: dağılacak biçimde dökmek, saçmak3. bölmek
См. также в других словарях:
bölmek — i, er 1) Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek Bir domates aldı, çakıyla dörde böldü. N. Cumalı 2) mec. Birliğin bozulmasına yol açmak, parçalamak 3) mat. Bir niceliği iki veya daha çok eşit parçaya ayırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük